Çarşamba, Kasım 19, 2008

Gavuristan

Vakti zamanında iş için Brüksele gitmiştim. Bir ay oradaki merkezde çalıştım. Tabii benim için bulunmaz nimet. Avrupaya gidiyorsun, kalacak yer, yiyecek şirketten. Öyle ahim şahım değil. Ama olsun. Haftasonları gezmek var :-))
Tabii ki bol bol gezdim. Gezi hatıraları hafızaya işlendi, bilinçaltına atıldı. Fakat geçen gün hatırlatıldım. Başka birşey daha da hafızaya işlenmiş : "Emirdağ Türkiyenin başkenti mi?" sorusu.
Türkiyeden Avrupaya işçi göçü zamanında bu işleri ayarlayanların başında bir Emirdağlı varmış herhalde. Tüm Emirdağlıları yabancılık çekmesinler, birbirlerine yaren olsunlar diye Brüksele göndermiş. Haftasonu izlediğim belgeselde bu konuyu işlemişler. Brükseldeki Emirdağlılar, Türkiyedeki Emirdağlılar.

Brükselde Amerikan filmlerinin bir parçası olan Çin mahallesi kültürünü Türk mahallesi olarak yaşıyorsunuz. Banliyolardaki Türk mahallesi dükkanlarının önünde sucuk asılı; aktarından, kasabına oradaki Türklere hiç bir şekilde memleket hasreti çektirmez :-)

Belgeselde madolyanın diğer yüzünü Türkiyedeki Emirdağı da gösterdiler. Açıkcası pek umduğumu bulamadım. Kültürel olarak daha gelişmiş bir yer bekliyordum. Emirdağlılar kızmasın ama oradaki gençlere soruyorlar ne yapacaksın diye. Herkeste var bir Gavuristana gitme düşüncesi. Ama Gavuristan.... Yani göçün bu kadar çok olduğu bir yerde, orasının Gavuristan olmamasını istiyor insan. Brüksel olsun, Almanya olsun, Rusya olsun... Kadercilikten biraz uzak bilinçlenmiş bir yer seçeneği olsun. Ama değil: Gavuristan, yani neresi olursa olsun abi...

Eh oralara gidince anya konya anlaşılır. Başımıza gelmeden öğrenmek zor bizim kültürde.

3 yorum:

Kölekuyu dedi ki...
Bu yorum yazar tarafından silindi.
anasazi dedi ki...

Doğrudur: Emirdağ.

Kölekuyu dedi ki...
Bu yorum yazar tarafından silindi.