Cumartesi, Aralık 13, 2008

Yeni Başlayandan Yeni Başlayanlara Şöförlük Dersi

Araba kullanmasını öğrenmek, İstanbul trafiği ile cebelleşmek, üstelik buna mecbur olmak birbirinden zorlayıcı noktalar.
Araba kullanmayı öğrenmeli ama bence İstanbulda toplu taşıma, taksi alternatifleri daha az maliyetli ve sinir bozucu derdim. Hayat bu ya düştüm trafiğin göbeğine.

Gelelim bir acemiden tavsiyelere:
1. Sinirleri sağlam bir öğretmen bulun. Bu erkek arkadaşınız, kocanız, babanız ya da erkek kardeşinizse tecrübe önemlidir kavga çıkar. Çıkıyor. Hazırlıklı olun. Sinirlerinizi çok da yıpratmayın. Erkek arkadaşınızsa öğretmen beraber gülmeyi öğrenin işte.
2. Benim gibi çok ilgisiz olmayın dört tekerlere. Biraz ilgilenin. İnanın ki çok faydası oluyor.
3. Gözlem yapın. Şöförlüğünü beğendiğiniz kişilerin nasıl araba kullandığını inceleyin.
4. Herşeyden önemlisi çok da yeni bir araba almayın. Ufak tefek çarpmalar sonucunda üzülürsünüz ama çok değil.
5. Sadece ufak tefek çarpmalar değil vitesi dört yerine ikiye atmalar, birinci viteste değil üçte kaldırmaya çalışmalar motoru zorlayacaktır elbet. elden ne gelir???
6. Debriyajın kavrama noktasını ( bakın kavrama noktası diyorum, o kadar iyi şöförüm yani) bulamamaktan kaynaklanan koku:-))
7. Zavallı öğretmenin gergin sinirleri ve hala aynı hatayı nasıl tekrarlıyorsun veryasınları...
8. Tabii ki el freni. El freni kritik bir nokta. Nedense el freni kalkık yol almadan öğrenilmiyor meret. Öğretmen yanındayken bir şekilde hatırlıyor insan amma ve lakin yalnızken unutulan ilk şey indirmek şu freni. Arabadan indikten sonra anlıyor insan. Eee tabii gösterge panosundaki el freni işaretini çok iyi öğrenmiş oluyorsun. Buna önce sinirlenen sevgili sonra bol dalga geçiyor. Öğrenin şu işaretleri, biraz ilgi yahu.
9. Farlar. Nedense unutuyor insan kapatmayı:-(( Bir de aydınlık sokaklarda ilk etapta açmayı. Sonra trafikte bir bayan farlar diyor, aman be deyip hemen açıyorsun.
10. İlk vurma korkunç. Ben eğimde park ederken el frenini kaçırıp öndeki minibüse vurdum. Yaşadığım panik sanki ölümcül kaza.. Valla kamyonla çarpışıp kapı camı üstüme boşaldığında öyle paniklemedim.
11. Kamyon beni gördü sanıp sollamaya kalktım. Meğerse üç mt ileriyi üç mt geriyi görmüyorlarmış. Kapı içine göçüp, cam üstüme boşalınca anlıyor insan. Büyükbaşlardan uzak durun.
12. Trafik maganda dolu. Çok dikkat etmeli. Dikkat!
13. Hız tutkunları var. Sağdan soldan zik zak geçmeyi sevenler var. G.Ö.T. Bitleri var. Dikkat!!
14. Bayan şöförler var. Sinyal vermeyi unutanlar, hatta bilmeyenler var. Dikkat!!!
15. Yollar kaybede kaybede bulunur. Sakin panikleme. Mantığını ve tabelaları kullanmayı öğren.
16. Tabii ki daha bir çok şey var. Ama zaman içinde, kullandıkça azalıyor acemilik.
Ahmet Acar hocamın dediği gibi "practice makes perfect", yani pratik mükemmelleştirir.

Zaman içinde aklıma gelenleri ekleyeceğim. Siz de eksiklikleri, anıları yazın ki acemiler feyz alsın.

4 yorum:

kıyak dedi ki...

sana 1 öğlenci yazdırayım mı?
tırmanış partnerini göndereyim mi yanına?
eti senin kemiği benim:)

anasazi dedi ki...

bence çok iyi olur.
partnerle birşey yapmayalı çok oldu zaten.

Kültür Mantarı dedi ki...

yeni öğrenen bi çok kişi önce ileri gitmek için upğraşır. oysaki geri geri gidebilmek şehir hayatında çok önemlidir. (kasabada köyde o kadar lazım diil). ters bir yola girdiniz ve 100 metre geri gideceksiniz mesala, veya park edeceksiniz.

işte bunun için boş bir arsa bulun ve 3 saat kadar o arsada GERİ GERİ dolanın. arabanın geri geri giderkenki davanışlarını iyice anlayın. sonra yanlış girdiğiniz yolda geri geri giderken park etmiş araçlara çarpa çarpa geri gitmeyin. sizinki neysede diğer arabalara yazık.

2.bir not. sakın arabanızı park etmek için bile olsa tanımadığınız birine vermeyin. arkasından bakarsınız bir gün. buyüzden park etme konusunda ÇOK ustalaşın.

anasazi dedi ki...

Geri geri gitmek çok önemli, ve benim başarabildiğim birşey değil. Zamanla gelişir diye umut edip, kimsenin görmedeği yerlerde kısa pratikler yapıyorum. Şimdiye kadar şehir içi değil şehirlerarası dolaştığım için çok büyük sorun olmadı.

Şimdiye kadar 2 defa anahtarı başkasına verip arabayı park ettirdim. Şu anda oturduğum yerde sorun yok ama eski yerde ciddi probler yaşıyordum. Milimetrik park hesapları, pazar, yokuş derken park düşüncesi bile kabus oluyordu. Neyse kısa zamanda bu konuda da kendimi geliştirmem gerek. Ne de olsa köylü olsak da şehre inmek gerekiyor arada :-))